RANDEVU :
Direksiyon dersi almak için sizin istediğiniz gün ve
saatlerde önceden randevu alarak işlerinizi aksatmadan
eğitim alabilirsiniz.
DERS SAATLER :
özel direksiyon dersi için her gün sabah 09:00 ile akşam
19:00 a kadar direksiyon
eğitimi verilmektedir.Bu saatler arasında size uygun
zamanı seçip bize bildirmeniz yeterlidir.
ÜCRET : Bir derslik
özel direksiyon eğitim ücreti 70 T.L. dir. Bu ücrete öğretmenin
ders saat ücreti , Yakıt ücreti ve eğitim esnasında
meydana gelebilecek hasar ve trafik cezaları ücrete
dahildir.Her özel ders 2 ders olarak verilmektedir.
EĞİTİM GÜZERGAHI:
Direksiyon eğitimi yapılacak güzergah İstanbul
trafiğinin yoğun olduğu bölgelerde eğitim verilir.Ayrıca
sizin sık kullandığınız güzergah ta eğitim
verilir.Örneğin Eviniz ile iş yeriniz arasında
direksiyon dersi alabilirsiniz.
EĞİTİM ARACI :
Eğitim araçlarımızın son model Klimalı
ve airbagli araçlarla verilmektedir.
NE KADAR SÜREDE
ÖĞRENİLİR : Yaklaşık olarak on derslik
direksiyon dersi alarak trafiğe çıkacak hale
gelirsiniz.Bundan sonra sizin yapacağınız kendi
aracınızla sürekli pratik yaparak kendinizi geliştirmek.
DİREKSİYON EĞİTİM VEREN
ÖĞRETMENLER : Direksiyon eğitimi veren
öğretmenlerimiz bu konuda oldukça büyük tecrübeye
sahiptirler.Ve hepsinin Milli Eğitim Direksiyon Usta
Öğreticilik belgelerine sahiptirler..
DİREKSİYON EĞİTİMİMİZİN
AMACI : Trafiğe çıkan sürücünün kendisinin ve
başkalarının can ve mal güvenliğini tehlikeye atmaması
ve trafik kurallarına uyan bilinçli sürücüler
yetiştirmektir.
Güvenli Sürücülük
Trafik
kurallarına uymak bir zorunluluktur. Ancak, trafiğe
çıkan her sürücü, bu kurallara uymayı bir ilke olarak
kabul etmelidir. Hepimiz kuralsızlığın kargaşaya yol
açtığını biliriz. Ancak,
trafikte kuralsızlık, kazaları, en kötüsü
de yaralanma ve ölümleri beraberinde getiriyor.
Yalnızca kuralları bilmekle, hata yapmamakla iyi sürücü
olunmaz. Eğer karşındakinin yaptığı hatayı
giderebiliyorsan, o zaman iyi sürücü olursun.
Bu bölümde; iyi bir sürücünün sahip olması
gereken kimi özellik ve durumlar ele alınacak...
GÜVENLİ BİR SÜRÜŞ İÇİN
MERHABA!...
Sürücü belgenizi aldınız. Artık
trafiğe çıkmaya hazırsınız. O halde, Karayolu'nun
trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi
şeridi, köprüler ve alanlar olduğunu lütfen unutmayalım.
Trafiğe çıkmak ciddi bir karardır. Sürücü belgesi almış
olmak bunun ilk koşulu olsa da, deneyimsizlikler trafiği
aksatmamalıdır. Bu nedenle deneyimsiz sürücüler,
trafiğin az olduğu saatler ve güzergahları seçmeli,
deneyim biraz daha arttığında yoğun trafiğe
girilmelidir.
Trafik kurallarına uymak bir zorunluluktur. Ancak,
trafiğe çıkan her sürücü, bu kurallara uymayı bir ilke
olarak kabul etmelidir. Hepimiz kuralsızlığın kargaşaya
yol açtığını biliriz. Ancak, trafikte kuralsızlık,
kazaları, en kötüsü de yaralanma ve ölümleri beraberinde
getiriyor.
Öyleyse ne yapmalıyız?
Sürücü koltuğuna oturduğumuz andan itibaren kafamızdaki
her şeyi atmalı ve dikkatimizi sadece yola vermeyi bir
alışkanlık haline getirmeliyiz.
Lütfen dikkat! Yola zamanında çıkmamışsak, zamanında
varmaya çalışmayalım. Telaş kazayı davet eder. Telaş
yerine sakinliği, sinirlenme yerine ise hoşgörülü olmayı
sağlamalıyız.
Trafiğe çıkardığınız araç bakımlı olmalı. Düzenli
bakımı yapılmamış bir araçla trafiğe çıkmak, hem
kendimiz hem de diğer insanlar için tehlike
oluşturacaktır.
Yine araçta bulundurulması gerekli olan malzemelerin
tam olmasına özen gösterilmelidir.
Bu malzemeler, yalnızca bulundurulması zorunlu olduğu
için değil, gerçekten gerekli oldukları bilinciyle araca
konmalıdır. Malzemeler zaman zaman kontrol edilmelidir.
Gerekiyorsa yenileriyle değiştirilmelidir. Yangın
söndürme cihazı ise 3 ayda bir kontrol ettirilmelidir.
Ve lütfen yangın söndürme cihazını sürücü koltuğunun
yanına kolay erişilebilir bir yere koyalım. Unutmayalım
ki, yangın söndürücü bir aksesuar değil, tehlike anında
bir cankurtarandır. O nedenle yalnızca standartlara
uygun yangın söndürücü satın alalım.
HER ŞEY GÜVENLİĞİNİZ İÇİN
Emniyet Kemeri:
Aracınız size çarpmaz siz aracınıza çarparsınız. Tabii
emniyet kemerini takmamışsanız!
Emniyet kemerini takmak zorundayız. Ancak, çarpma anında
araçtan fırlamamızı veya ölümcül yara almamızı
engelleyecek tek şey de işte bu kemerdir.
Çarpma sonucu araçtan fırlamışsanız, hep söylene geldiği
gibi "emniyet kemeri sıkıyor beni" sözünü belki bir kez
daha söyleme şansına sahip olamayacaksınız. Lütfen
unutmayınız: "Emniyet kemerleri, tekerlekli sandalyeler
kadar sıkıcı ve bağlayıcı değildir."
Araç suya gömüldüğünde ya da araçta yangın çıktığında
emniyet kemeri bağlı ise ölüm riskinin arttığı kanısı
vardır. Oysa, emniyet kemeri takılmadığında çarpma
sonucu genelde bilinç kaybı oluşur ve kazazede bu
nedenle dışarıya çıkamaz. Kemer takıldığında, başın
alacağı darbe azalacağı için, bilinç kaybı oranı
azalacaktır. Dolayısıyla bilinci yerinde kazazede, ister
su altında olsun, isterse yangın tehlikesi olan araçta,
emniyet kemerini açarak dışarı çıkabilecektir.
İki küçük uyarı daha:
Emniyet kemeri ne çok sıkı ne de gevşek olmalı.
Kısa mesafelerde bile takılmalı. Ya karşıdan gelenler
sizin gibi dikkatli değilse?
Koltuk başları sizce aksesuar mı?
Çarpmalarda yaralanma ve ölüm nedenleri arasında oldukça
önemli yer tutan bir öge de "ikinci darbe" denilen,
başın hızla arkaya kaymasıdır. İşte boyun kırılmalarıyla
gelebilecek felç ya da ölümleri koltuk başları önler.
Tabii emniyet kemeri takılmak kaydıyla...
Lütfen onları aksesuar olarak görmeyelim.
ÇOCUKLARI TANIYOR MUSUNUZ?
Sevgili sürücümüz, sürücü eğitiminden geçtiniz.
Saatte 50 km hızla giden bir aracın kaç metrede
durabileceğini ya da kavşaklarda ilk geçiş hakkını
biliyorsunuz; peki ya çocuklar?...
Çocuklara ilişkin her şeyi biliyor muyuz?
Çocuk bir şeye yoğunlaşmışsa, diğer tüm nesneler önemini
yitirir. Kaçan bir top, ona hızla akan trafiği
unutturabilir.
Çocuk bir şeyi görüyorsa, gördüğü şey tarafından da
görüldüğünü düşünür. Bir aracın ya da minik bir çalının
ardından aracınızı görüyorsa, sizin de onu gördüğünüzü
sanır. Ayrıca çocuk, otomobillerin farlarını göz yerine
koyarak, araçların çevreyi gördüğüne inanır. Ağzı, gözü
olan araçların yer aldığı çocuk resimlerini bir
hatırlayın isterseniz!
Çocukların görüş açısı, kafalarının anatomik yapısı
nedeniyle yetişkinlerden daha dardır. Yani size oranla
daha dar bir alanı görebilir.
Koşan bir köpeğin tüy, kuyruk ve kulaklarına bakarak,
hareketini ve hızını algılayabilen çocuk, karşıdan
üzerine gelen aracın hareketini ve hızını algılayamaz.
Çocukların dikkatleri çok daha çabuk dağılır. Önceden
sizi görmüş olmasına karşın, ani bir gelişme, başka bir
şeye yoğunlaşmasına yol açabilir ve yaklaşan tehlikeyi
unutabilir.
Çocukları korna ile uyarmaya kalkışmayınız. Bu
dikkatlerini dağıtabileceği gibi, paniğe kapılmalarına
da yol açabilir.
Öyleyse ne yapmalı?
Lütfen yerleşim birimlerinden geçerken, okul ve yaya
geçitlerine yaklaşırken hızınızı iyice azaltın ve çok
daha dikkatli olun.
Sürücülük yaşamınızda çok yararını göreceğiniz bir
davranış kuralı daha: "Sağ ayağınızı frene basmak için
değil, gazdan çekmek için kullanınız."
Ya çocuk aramızdaysa?
Genelde öne oturmak isterler. Israrları sizi
bıktırmasın. 10 yaşına kadar arkada oturmalarının
yararlarını anlatın ve bu durumun yasal bir zorunluluk
olduğundan söz edin. Bilgilendirirseniz ikna
olacaklardır. Lütfen geleceğimiz ve her şeyimiz olan
çocukları düşünelim.
YAYALAR...
Yayalar trafiğin en güçsüz ögeleridir. Bir yanda hızı
yüz kilometreyi bulan ve ağırlığı 1 tona yaklaşan
ağırlıktaki metal kütleler, diğer yanda, saatteki hızı 5
kilometreyi bulmayan, ortalama 70 kilogram ağırlığındaki
et ve kemikten oluşmuş yaşayan organizmalar...
Öyleyse lütfen yayalara karşı biraz daha
dikkat!...Özellikle de çocuklara...Yaya ve okul
geçitlerine yaklaşırken hızımızı azaltalım. Ve daha da
dikkatli olalım.
ALKOL ve SİGARA
Bir çok kazanın nedeni olan alkol:
Alkol miktarı arttığında, kandaki oksijen azalır ve
beyin yeterince oksijen alamadığı için fonksiyonlarını
kaybetmeye başlar. Denge, görme, işitme fonksiyonlarında
zayıflama olur. Yorgunluk, dikkat azalması, hafıza
kaybı, intikal eksikliği, uyuşukluk, uyuklama,
tepkisizlik, karar yanlışlığı oluşur. Uyarıcı etkileri
de vardır alkolün. Korku azalır, kendine güven artar.
Aşırı hız isteği artabilir. Lütfen alkollü araç
kullanmayalım.
Dikkat sigara!
Sürücü koltuğunda sigara içmek riski az da olsa
tehlikelidir. Sigarayı paketten çıkartmak ve yakmak
dikkati bir an da olsa akan trafikten uzaklaştırır. Bu
durum özellikle yoğun kentiçi trafiğinde tehlike
oluşturur. Eğer kesinlikle sigara yakacaksanız, kırmızı
ışıklarda, araç tümüyle durunca gerçekleştirin bu
işlemi. Sigaranın külünü, kültablasına bakmadan
silkeleyin. Külünüzü kesinlikle açık camdan silkelemeye
kalkışmayın. Hava akımı nedeniyle sıcak kül aracın içine
yayılabilir ve gözünüze kaçabilir.
Eğer herhangi bir nedenle sigaranın ateşi üstünüze ya da
koltuğa düşmüşse, onu oradan atmak için can havliyle
direksiyon güvenliğini tehlikeye atmayın. Ya
yanınızdakinden yardım isteyin ya da aracınızı güvenli
bir biçimde yavaşlatarak sağa alın ve tümüyle durduktan
sonra ateşten kurtulun. Belki gömleğiniz ya da
pantolonunuz yanabilir ama, yanık bir pantolon,
çarpışmış bir araçtan daha az can yakıcıdır.
Sigara izmariti ve külünü araç dışına atmak
yasaklanmıştır. Çevre kirliliğine yol açan bu davranış,
bir de sönmemiş sigarayla yapılırsa, yangınlara yol
açabilir. Orman yangınlarının bazıları ne yazık ki bu
nedenle çıkıyor. Hele akaryakıt istasyonuna girmeden
önce sigaramızı mutlaka söndürelim. Söndürmeyen kişileri
de uyaralım.
Daha da iyisi, gelin sürüş sırasında sigara içmeyip, bu
olumsuzlukların tümünden kurtulalım.
ARACINIZ TEMİZ Mİ?
Bakım kadar periyodik temizlik de önemlidir. Camları,
farları, lambaları, aynaları kirli bir araç görüş
durumumuzu da olumsuz etkiler.
Araç temizliği konusunda size bir kaç önerimiz var:
Aracınızı kendiniz yıkamak istiyorsanız gölgeye park
etmenizde yarar var. Böylece, temizlik malzemeleri araç
üzerinde hemen kurumaz.
Yıkamada sabun ya da oto şampuanı kullanın. Fırça
yerine de gözeneksiz sünger. Fırça ve gözenekli sünger,
kum ve tozlarla dolar. Dolayısıyla aracın boyasını
çizer. Paspaslar yağlanmışsa yıkayın. Islak olarak
yerleştirirseniz aracın tabanında çürümeye yol
açarsınız. Dış yıkamaya tavandan başlanmalıdır. Kovanın
dibindeki pisliği süngere bulaştırmamak için köpükle
yıkamak gerekir. Kurulama temiz bir bezle yapılmalıdır.
Yıl boyunca arcınızı zaman zaman tümüyle yıkatmakta
yarar vardır. Yıkama sırasında frenler ıslanacağı için
tamamıyla kuruyana kadar aracı yavaş kullanmak gerekir.
ÇEVRE
Çevre konusunda duyarlı olmak gerekiyor. Aşırı yakıt
tüketimine yol açabilecek her arızayı vakit geçirmeden
gidermeli. Egzoz gazı hem insanları hem de doğayı
etkiliyor. En çok da yaşlıları ve bebekleri...
Araca gereğinden fazla yük yüklemek, aşırı hızla sürmek,
gereksiz aksesuarlar takmak (aracın üstüne bagaj
bağlayıp yük almak, fazladan dış aynalar takmak,
süsleyici şeyler ilave etmek, öne ve arkaya tamponların
altına yere kadar sarkan panel saclar takmak gibi),
sıcak havalarda camları sonuna kadar açmak, lastik
havalarını kontrol etmemek, gereksiz yere aracı çalışır
durumda tutmak, hem yakıt tüketimini arttırır hem de
havayı kirletir.
Gereksiz yere yapılan sert frenler, ani kalkışlar, hızlı
dönüşler, hem lastikleri yıpratır hem de yakıt israfına
yol açar. Ayrıca, yol yüzeyinde sürtünen lastiklerden
kopan parçacıklar toprağı kirletir.
Araçların bakımı tamircilerde yapılmalıdır. Akaryakıt
alırken, yağ değiştirirken, bakım ve onarım yaparken
yere dökülen yakıt veya motor yağı toprağı
kirletecektir.
Ayrıca araç yıkarken de çevreyi kirletmemeye özen
göstermeliyiz.
MÜZİK DİNLEMEYİ SEVER MİSİNİZ?
Aman ne olur yüksek sesle dinlemeyelim. Hem diğer
araçların uyarı için çalacakları korna sesini duyamayız
hem de dikkatimiz dağılabilir. Hele kaset değiştirme
işini araçtaki diğer yolculara bırakalım. Yalnız
mısınız? Radyo ne güne duruyor?...
Bir de camlarımızın ardına sızan müzik çevreyi rahatsız
edebilir. Müziği kendimiz dinleyelim başka ortaklar
aramayalım.
ELİMİZ KORNAYA NE ZAMAN GİTMELİ?
Yakın ileriyi göremediğimiz kavşak, dönemeç ve tepe
üstü gibi yerlere yaklaşırken, gelişimizi haber vermek
için,
Gerektiğinde karayolunu kullananları uyarmak için,
Gündüz öndeki sürücüye geçme isteğimizi belirtmek için.
Bu durumlar dışında korna kullanılmamalıdır. Gereksiz
yere kornaya basmak ya da gereğinden uzun basmak
çevremizdekileri rahatsız edecektir. Geçiş üstünlüğüne
sahip araçlarda bulundurulması gereken tipte korna ise
takılamaz.
Korna ayarına da dikkat!
YOLCULUK
Yerleşim birimi dışında araç kullanmak, yerleşim birimi
içinde araç kullanmaktan daha kolay gelebilir size.
Ancak bu doğru bir kanı değildir. Yerleşim birimi içinde
yeterince deneyim kazandıktan sonra yerleşim birimi
dışında araç kullanılmalıdır. Uzun bir yolculuğa çıkmaya
karar vermişsek, lütfen aracımızıiyi bir bakımdan
geçirelim. Ayrıca, lastiklerimizin hava basınçlarını
ölçelim.
Dinlenme
Unutmamamız gereken bir kural da, ticari amaçla yolcu ve
yük taşıyan araç sürücülerinin karayolunda 24 saatlik
bir süre içinde en fazla 9 saat araç kullanabileceğidir.
İlk 5 saat sonunda ise 30 dakika dinlenmek gerekir.
Bundan sonraki saatlerde yorgunluk daha da artacağı için
sık sık molalar vermekte yarar vardır. Özel araç
sürücüleri için bir sınırlama olmamasına karşın, onların
da 2-3 saatte bir mola vermesinde yarar vardır.
Mola yalnızca bizim için değildir
Lütfen dayanıklılığımızı direksiyon başında sınamaya
çalışmayalım. Bu molalar sadece bizim için değil,
ısınmış lastiklerimiz için de gereklidir. Çünkü, araç
hızla ve uzun kilometre yol aldığı sürece, lastik
içindeki hava devamlı olarak hareket eder. Lastik
gittikçe ısınır ve hava basıncı artar. Lastikler orta
kısımlarından aşınmaya başlar. Tıpkı fazla şişirilmiş
lastiklerde olduğu gibi...
Uykunuz gelirse
Kalan yolun kısalığı uykuyu engelleyemez. Bu nedenle
uykunuz gelirse, uygun bir yerde durup, yarım saat kadar
uyuyun. Uyandıktan sonra, açık havada yapacağınız basit
birkaç egzersiz çok yararlıdır. Bu koşullarda yarım
saatlik uykunuz, 2 saat daha araç kullanmanızı
sağlayabilecektir.
Durduğunuz yerde koşullar uygunsa, 5-10 dakika toprak ya
da çimde yatmanız, vücudunuzda biriken durağan
elektriğin boşalmasını sağlayacaktır.
Molalar kesinlikle araç dışında geçirilmelidir.
Verilen yemek aralarında ise hafif yiyecekler yemek
gerekir. Direksiyon başında ise bir şey yemek ya da
içmek son derece sakıncalıdır.
HAVA KOŞULLARI ve SÜRÜCÜLÜK
YAZ:
Kış aylarının güç hava ve yol koşullarından çıkan
araçların bakımı çok önemlidir. Bahar sonu-yaz başında
alınması gereken önlemlerin başlıcaları şunlardır:
Aracın alt bölümü toz ve çamurdan temizlenmelidir.
Soğutma ve yağlama sistemi kontrol edilmeli, gerekli
değişiklikler yapılmalıdır.
Soğutma sıvısındaki antifiriz oranı kontrol
edilmelidir.
Klimalı araçlarda, klima gazı kontrol edilmelidir.
Fren hidroliği değiştirilmelidir.
Lastiklerin hava ayarları yaz ölçülerinde yapılmalıdır.
Gerekiyorsa lastik değişimleri yapılmalıdır.
Araç uzun süre parkedilecekse güneşlik, mümkünse tente
kullanılmalıdır.
Yazın araç kullanırken unutulmaması gereken bir
kaç nokta:
Camlarınızı açmak yerine havalandırmayı kullanınız.
Açık camlar hem aracınızın dengesini bozacak, hem de
yakıt tüketimini artıracaktır.
Kaliteli bir güneş gözlüğü yansımaları azaltacağı gibi,
gözünüzün yorulmasını da önleyecektir. Hele açık renkli
gözlere sahipseniz, "gözlüksüz yola çıkmayın" deriz.
Aşırı sıcak uykunuzu getirebilir. Bu nedenle molalara
ve yiyeceklere dikkat etmenizi öneririz.
KIŞ:
Sonbaharın o güzelim günleri geride kaldı. Siz ve
aracınız artık yağmur, kar, çamur, sis, rüzgar ve buzun
etkisi altındasınız. Görüş mesafeniz eskiye oranla çok
azaldı. Aracınızın bakım ve kontrolleri çok daha fazla
önem kazandı. Bu kontrol ve önlemleri şöyle
sıralayabiliriz:
Antifrizinizin donma derecesi ayarlanmalıdır.
Termostatın durumu kontrol edilmelidir.direksiyon
eğitim güzergahı
Soğutma sisteminde kaçak olup olmadığı kontrol
edilmelidir.
Kalorifer sistemi gözden geçirilmelidir.
Lastiklerin kontrolü ve hava ayarları yapılmalıdır.
Kışın kullanacağınız lastiklerin diş derinliği en az
3mm. olmalıdır.
akıcı trafikte direksiyon dersi
Akümülatör kontrol edilmelidir.
Işık sisteminin ayarları ve şiddetleri kontrol
edilmelidir.
Fren sistemi gözden geçirilmelidir.
Aracın boyası gözden geçirilmelidir.
Silecekler ve su püskürtme sisteminin iyi durumda
olması gerekir.
Araçta bulundurulması zorunlu olan araç ve gereçlere,
patinaj zinciri ve çekme halatını eklemek gerekir.
Kış aylarında yollar kaygan ve görüş mesafesi az olduğu
için hızın azaltılması gerekmektedir. Lastik değiştirmek
için en uygun mevsim sonbahardır. Böylece kışa yeni
lastiklerle girme şansı elde edilir.
direksiyon
kursu ndan direksiyon dersi aldığınız zaman ,trafikte direksiyon
dersi , direksiyon eğitiminizde
Islak ve kaygan yollarda hızınızı düşürün. Unutmayın ki
durma mesafeniz yaz aylarına oranla daha uzundur.
Su birikintilerinden geçerken hızınızı iyice düşürün.
Saatte 40 km'nin üzerindeki hızlar, kızaklanmaya ve
aracın kontrolden çıkmasına yol açabilir.
Su birikintilerine olabildiğince tek taraflı girmemeye
çalışın.
Yağışlı havalarda erken ve yumuşak fren yapın. Daha da
iyisi,sağ ayağınızı frene
basmak için değil, gazdan çekmek için kullanın.Uygun
vitesin size sağlayacağı kompresyon freni servis
freninden daha güvenlidir.direksiyon usta öğreticisi
Karlı havalarda yola çıkmadan önce, aracınızın üzerinde
biriken karı tümüyle temizleyin, yalnızca camları
temizlemekle yetinmeyin.Direksiyon kursları
Gerektiğinde zincir takmaya üşenmeyin. Buzlanan camları
temizlemek için eritici spreyler kullanın.
Aracınızı çalıştırırken, radyatörün önüne koyacağınız
bir karton ya da mukavva, aracınızın daha çabuk
ısınmasını sağlayacaktır. İlk ısınmayı çok uzun
tutmadan, düşük vitesle 1-2 km yol yapmak, aracınızı
uygun ısıya getirecektir.
Jigle kullanma, aracın çalışmasını çabuklaştırır.
Küçük bir hatırlatma:
Kış aylarıyla birlikte, ayağımızı
sıcak tutan bot ve çizmeler ne yazık ki, güvenli ve
kolay sürüş için tehlike oluşturur. Kalın ve geniş
tabanlı bot ve çizmeler, hem pedalları hissetmemizi
engeller, hem de bileğimizin esnekliğini azalttığından,
pedal hakimiyetini güçleştirir. Tabandaki yivlere dolan
kar ve çamurun pedallarda yaratacağı ıslaklık ve kir de
cabası. Öyleyse ne yapmalı?
Aracınızda bulunduracağınız yumuşak, ince tabanlı bir
ayakkabı tüm bu sorunlara çözüm olacaktır. Aracınıza
binip inerken yalnızca 1-2 dakika alacak bu değiştirme
işlemi, sürüş güçlüğü ve güvensizliğinden daha iyi değil
midir?
İŞARETLEME
Bir kaza klasiği: İşaretlememe ve yanlış
işaretleme
Kaza nedenleri arsında arızalı aracın taşıt yolundan
çıkartılmaması, işaretlenmemesi ya da yanlış
işaretlenmesi önemli bir yer tutmaktadır.
Pek çok sürücü bir dönemeçten ya da tepe üstünden sonra
ansızın karşılarına çıkan arızalı bir aracın yarattığı
tehlikeyi yaşamışlardır. Hiç bir işaret koymaksızın ya
da taş dizerek, yola ilk yardım çantası, bidon, kriko ve
benzeri şeyleri koyarak; üstüpü, eski lastik yakarak
yanlış işaretleme yapan araç sahipleri, ne yazık ki
ölümcül kazaların sorumlusu olmaktadırlar. Ünlü ralli
sürücüsü Renç Koçibey'in de işaretlenmemiş bir araca
çarparak yaşamını yitirdiğini hatırlayalım ve lütfen
kurallara uygun işaretleme yapalım.
Uygun işaretleme, aracın acil uyarı ışıklarını yakarak
ve aracın önüne ve arkasına, uygun yerlere reflektör
konularak yapılır. Reflektörün bir kenarı 45 cm
uzunluğunda eşkenar üçgen biçiminde olması ve her
kenarında 5 cm'lik yansıtıcı yüzey bulunması zorunludur.
Ayrıca reflektörün, rüzgar nedeniyle devrilmeyecek
yapıda ayaklarının olması da kurallardandır.
Görüşü kapalı, dönemeç ve tepe üstü gibi yerlerde
reflektörün araçtan en az 30 metre uzağa ve diğer
sürücüler tarafından en az 150 metreden görülebilecek
biçimde yerleştirilmesi zorunludur.
Tehlikeli madde taşıyan araçların bozulup yolda kalması
durumunda, kesinlikle kırmızı ışıkla işaretlenmesi ve
başında beklenerek gözetim altında tutulması zorunludur.
ARKA CAM GERİYİ GÖRMEK İÇİNDİR
Arka cam sürücülerin geriyi görebilmeleri içindir. Ne
var ki, kimi sürücüler arka camın önünü geriyi
göremeyecek tarzda kullanmaktadırlar.
Camın önündeki bölmeye giyecek, çanta, fotoğraf
makinesi, yiyecek ve içecek malzemeleri koydukları gibi
gereksiz aksesuarlarla da doldurmaktadırlar. Arka cama
çeşitli tip ve boylarda çıkartmalar yapıştırmaktadırlar.
Oysa bunların tümü yasaktır. Ve bu yasaklar, trafiğin
güvenli bir biçimde yürümesi için konulmaktadır.
Arka camın önündeki bölmeye konulan sert cisimler ciddi
bir tehlike kaynağıdır. Bu cisimler sert bir frende,
yolcuların başlarına bir mermi hızıyla çarparak ciddi
yaralanma ve kazalara yol açabilmektedirler. Lütfen
biraz daha dikkat!
SAVUNUCU SÜRÜCÜLÜK
Yalnızca kuralları bilmekle, hata yapmamakla iyi sürücü
olunmaz. Eğer karşındakinin yaptığı hatayı
giderebiliyorsan, o zaman iyi sürücü olursun.
1960'lı yıllarda Ankara'da taksi sürücülüğü yapan bir
bayana ait bu sözler. Ve bu sözler "savunucu sürücülük"
kavramının temel bir ilkesini tanımlıyor: Trafik ancak
tüm ögelerinin kaçınılmaz bir uyum içinde olmasını
gerektiriyor.
Yani siz hata yapmayabilirsiniz, kurallara tümüyle
uyarsınız. Ancak, bir başkasının hatası yine ölümcül
kazalara yol açabilir.
Öyleyse ne yapmalı?
Hakkınızdan vazgeçebilirsiniz; aklınızdan asla!... İşte
savunucu sürücülüğün en temel ilkesi: Hoşgörü. Hata
yapanları bağışlayabilirsiniz. Tabi ki aynı yanlışı
yinelememesi için uyarmayı gözardı etmeden.
Sabır...
Eğer gece yarısı boş bir yolda kırmızı ışıkta durduğunuz
için size korna çalan, sellektör yapan bir sürücü
olursa, lütfen yeşil ışık yanana kadar hareket etmeyin
ve ısrarla diğer sürücüye ışığı gösterin. Gerekirse
aracınızdan inip, sabırla trafik kurallarının herkesin
can ve mal güvenliği için konduğunu anımsatın ona.
İyiniyet...
İki yönlü bir yolda karşıdan gelen ve sola dönmeye
çalışan bir araca yaklaşıyorsunuz. Trafiği tehlikeye
düşürmemek koşuluyla, ayağınızı gaz pedalından 1-2
saniye kaldırmakla ve yol verdiğinizi gösterecek bir
işaretle, diğer sürücüye dönüş şansı verebilirsiniz.
Böylece hem diğer sürücüyü bir sıkıntıdan kurtarırsınız,
hem de trafiğin sıkışmasını önlemiş olursunuz. Sıkışık
ve çok ağır akmakta olan bir trafik ortamında park
yerinden trafiğe katılmaya çalışan bir sürücüye yol
vermeniz, size bir şey kaybettirmez; diğer sürücünün
riske girmesini engeller.
Yakın bir gelecekte yol verdiğiniz insanların, diğer
sürücülere, kimbilir belkide size yol verdiğini görmek
mutluluğunu da yaşayabilirsiniz.
Savunucu sürücü, trafiğin tüm ögelerini kollayan,
koruyan ve potansiyel tehlikeleri göz önünde bulunduran
sürücüdür. Dolayısıyla trafiğin ögelerinden biri olan
karayolu ve elemanlarını da korur. Karayollarının yapım,
bakım, onarım çalışmaları, gerekli trafik
işaretlemelerinin yapılması milyonlarca liraya mal
olmaktadır. Yapılan çalışmalar trafikteki güvenliğimiz
içindir. Ancak, kötü kullanım nedeniyle yapılan
harcamalar artmaktadır.
Yol çizgileri üzerinde araç sürmek nedeniyle, çizgiler
kısa sürede silinmektedir.
Trafik işaret levhaları üzerine yazı yazmak, çizmek,
şekillerini bozmak, yerlerini değiştirmek, hatta ortadan
kaldırmak, önlerine görülmelerini engelleyecek şeyler
koymak yasaklanmıştır. Ancak ne yazık ki bunlar da
yapılmaktadır.
İşte savunucu sürücülük, bütün bunları yapmamaktır.
ŞEHRİNİZİ TANIYOR MUSUNUZ?
Gideceğimiz yeri iyi biliyorsak, kısa mesafeden ve fazla
yakıt tüketmeden ve çevreyi daha çok kirletmeden oraya
ulaşabiliriz.
Bir düşünün, gideceğiniz adresi sora sora bulmaya
çalışmak, trafiği aksatacak, yanlış tarifler fazla yol
katetmenize neden olacak, yakıt tüketiminiz artacaktır.
Üstelik yorulacak ve sinirleneceksiniz. İşte bu nedenle
gelin siz de bir şehir planı edinin. Yolda zaman
yitireceğinize şehir planı üzerinde biraz zaman yitirin.
Bunu lütfen bir alışkanlığa dönüştürelim.
SİZİN BİR GÜZERGAHINIZ OLMALI
Belirli yollardan gitmek yolu tanımanızı ve olası
tehlikeleri bilmenizi sağlar. Bu güzergahı seçerken
trafik yoğunluğunun fazla olmamasına dikkat edin. Çünkü,
yoğun trafik hem aracınızı hem de sizi yorar. Zaman
kaybı, yakıt tüketimi, kazaya karışma riski yoğun
olmayan trafikte daha azdır.
KARAYOLU HARİTASINI KULLANABİLMEK
Yolculuk öncesi gidilecek yer karayolları haritasından
saptanmalı. Böylece varmak istediğiniz yerin kaç
kilometre olduğunu bilir, hangi yolları kullanacağınıza
karar verir ve hatta mola yerlerinizi bile
saptayabilirsiniz.
Bütün bunlara ek olarak bir de trafik işaretlerine
dikkat etmeniz gerekiyor... |